ODTÜ DENİZ BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

BAŞLANGIÇTAN BUGÜNE OLAYLAR VE İNSANLAR

 

Ülkemizde deniz konusundaki hemen hemen tüm konuşmalarda “Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrili” olduğu sözünün yer almasına karşın denizlere verilen önemin çok fazla olduğu söylenemez. Öte yandan ülkemiz deniz bilimlerinin geçmişine bakıldığında, bu konuda son kırk yıllık süreçte ciddi sayılabilecek adımların atıldığı ve küçümsenemez başarıların elde edildiği de bir gerçektir. Genelde ülkemiz deniz bilimleri enstitüleri ve özelde ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’ne bu çerçeveden bakmanın yerinde bir davranış olacağına inanmaktayım.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında “çevre” kavramının içerisi anlamlı bir şekilde doldurulmaya başlanmış ve çevrenin giderek geri dönülemez düzeyde bozulduğu gerçeği anlaşılmıştır. İnsan kaynaklı çevre bozulmasının önemli bir parçası olan deniz kirliliğinin insan yaşamını olumsuz etkilediği yaşanan acı deneyimlerle de görülmüştür. Bunun en belirgin örneğini Japonya’nın Minamata Körfezi’ndeki balıkçılarda ilk kez 1956’da tanısı konulan cıva zehirlenmesi ölümleridir. Ölümlere yol açan bu hastalığın kaynağının körfezde faaliyet gösteren ve atıklarını körfez sularına bırakan kloralkali fabrikasından kaynaklanan cıva olduğu anlaşılmıştır. Körfezdeki deniz canlılarında ve balıklarda biriken cıva çoğunlukla balıklarla beslenen yöre balıkçıları cıvadan zehirlenerek hastalanmış ve ölümler de olmuştur.  Olay bir süre unutulmuş ancak 1965’te yeniden görülen hastalık ve bunu izleyen hukuki süreç tüm dünyanın dikkatini çekmiştir. Bu ve benzeri çevresel olaylardan etkilenen ODTÜ yönetimi Çevre Mühendisliği Bölümü’nden sonra Deniz Bilimleri Bölümü’nü açmak amacı ile gerekli çalışmaları başlatmıştır. Ekim-Kasım 1974 sürecinde Miami Üniversitesi Fiziksel Oşinografi Profesörü Warren Wooster ODTÜ’ye davet edilmiş ve bir deniz bilimleri bölümünün kurulması konusunda görüş alınmıştır. Amaca hizmet eden ön araştırmaların tamamlanması yaklaşık bir yıl sürmüş ve ülke çıkarları da dikkate alınarak deniz bilimleriyle ilgili bir bölümün kurulması gereği anlaşılmıştır. Konuyu ayrıntısıyla tartışan ODTÜ Üniversite Konseyi, 18 Aralık 1974 tarih ve 1974/3 sayılı toplantısında, ODTÜ Rektörlüğü’ne bağlı Deniz Bilimleri Bölümü’nün (ODTÜ DBB) kurulmasını Üniversite Rektörlüğü’ne önerme kararı almıştır. Bu karar doğrultusunda ODTÜ Mütevelli Heyeti 21 Aralık 1974 tarih ve 1974/22 sayılı toplantısında “uzun süreden beri etütleri tamamlanmış ve ülkemiz için kurulmasında büyük yararlar bulunacağı saptanmış olan Deniz Bilimleri Bölümü’nün şimdilik Ankara Kampusunda Rektörlüğe bağlı olarak kurulmasına; güney sahilinde daimi bir yer temin edilip gerekli tesisler tamamlandıktan sonra o kampusa taşınmasına” oy birliği ile karar vermiştir (Ek 1).

Kararda dikkati çeken önemli bir nokta, ön koşulun, kurulacak olan birimin deniz kıyısında olmasıdır. Dünyadaki örneklerine bakıldığı zaman deniz bilimleri birimlerinin kıyı kesiminde konuşlandırılması yaklaşımı doğru bir karar olarak görülmektedir. Ancak, birçok ülkede deniz bilimleri birimleri, kıyıda ve merkezi yönetimlerden hatta toplumdan, yalıtılmış olmuş oluyorlar.

Mütevelli Heyet kararının hemen arkasından yasal ve akademik işlemler tamamlanarak Deniz Bilimleri Bölümü kurulmuştur. Kuruluş duyurusu o dönemki ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Tarık G. Somer’in 13 Ocak 1975 tarih ve REK:106/90 sayılı yazısı ile yapılmıştır (Ek 2). Duyuruda, ODTÜ Fen ve Edebiyat Fakültesi-Kimya Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Turgut İ. Balkaş’ın Deniz Bilimleri Bölüm Başkanlığı’na asaleten atandığı belirtilmektedir. Doç. Dr. Turgut İ. Balkaş’ın bölüm başkanlığına layık görülmesinin başlıca nedenleri arasında bilimsel yeterliliği ve yönetici deneyiminin olmasının yanında, su kirliliği konusunda 1974 yılında İsviçre’de düzenlenen uzun süreli yaz okuluna katılmış olması gelmektedir. Bunun yanında aynı dönemde Birleşmiş Milletler Çevre Örgütü (UNEP), Birleşmiş Milletler Kültür Örgütü ve Hükümetler arası Oşinografi Komisyonu’nun (UNESCO-IOC) bölge denizleri kirliliğine önem vermesi ve Akdeniz’de pilot çalışmalara başlamış olması ile Turgut İ. Balkaş’ın DBB’ne atanması arasında bir ilişki olduğu düşünülmektedir. Yeni görevi ile birlikte Doç. Dr. Turgut İ. Balkaş, Fen Edebiyat Fakültesi-Kimya Bölümü’ndeki eğitim ve bilimsel araştırmalarına bir süre daha devam etmiştir.

Deniz Bilimleri Bölümü’nün ikinci öğretim elemanı ise kuruluş kararının hemen arkasından 1975 başlarında göreve getirilen Emekli Deniz Albay Necip Olcay’dır. Yine yürütülecek araştırmalara katkıda bulunmak üzere genç araştırmacılardan asistan kadrosuna elemanlar alınmıştır. Bunlardan ilki 1975 yılında Araştırma Asistanı kadrosunda göreve başlayan Cemal Saydam’dır.

1975 yılında ODTÜ Deniz Bilimleri Bölümü’nün kuruluş çalışmaları hız kazanmış ve eğitim-araştırma programları geliştirilmeye başlanmıştır. DBB, Üniversite Rektörlüğü’nün geçici çalışma yeri olarak tahsis ettiği Teorik Kimya Bölümü zemin katında faaliyete geçmiş ve eğitime başlamıştır. Ayrıca bilimsel araştırmalar için Fen Edebiyat Fakültesi-Kimya Bölümü’ne ait binada üç adet yeterli donanıma haiz laboratuvar tahsis edilmiştir.

Yine 1975 yılında yapılan ön araştırmaları takiben ODTÜ DBB için Türkiye’nin güney kıyılarında yer seçimi yapılmıştır. Antalya’da bir ve İçel (günümüzde Mersin) ilinde iki alternatiften biri olan İçel ili Erdemli ilçesi Limonlu Bucağı Kuşçarpacağı mevkiindeki Yol Su Elektrik (YSE) İdaresi’ne ait tesisler ve çevresindeki arazi tapulu kısmı tapu devri yolu ile ve tapusuz (hali-orman) arazi ise 99 yıllığına kullanılmak üzere ODTÜ’ye DBB için tahsis edilmiştir.

Deniz Bilimleri Bölümü kuruluş ve geliştirilmesi amacı ile ODTÜ bünyesinde Doç. Dr. Turgut İ. Balkaş (Temel Kimya), Doç. Dr. Cahit Çıray (İnşaat Müh., Kıyı-Liman), Doç. Dr. Teoman Norman (Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Yer Bilimci), Yrd. Doç. Dr. Burhan Özdural (İnşaat Müh., Statik) ve Yrd. Doç. Dr. Tuğmaç Sayraç (Temel Kimya)’dan oluşan bir akademik heyet (danışma kurulu) oluşturulmuştur. Akademik ders programlarının oluşturulmasının da dahil olduğu tüm akademik gelişmeler hakkında genellikle bu kurulun kararları ön plana çıkmıştır. Gerçekten bu kurul, bölüm kendisine yetecek aşamaya gelinceye kadar övgüye değer bir performans göstermiş ve günü gelince görevine son vermeyi de bilmiştir. 

Yurt içindeki bilgi birikiminden yararlanmanın yanı sıra, uluslararası platformda öne çıkan eğitim ve araştırma merkezlerinin bilgi birikiminden de yararlanmayı amaçlayan ODTÜ DBB, yapılan ön çalışmalar sonucu, deniz bilimleri konusunda dünyanın ve ABD’nin önemli bir eğitim ve araştırma kurumu olan Scripps Institution of Oceanography, University of California ile iş birliğine gitmiştir. Bu kapsamda söz konusu enstitünün o dönemki müdürü Dr. William Nierenberg, Temmuz 1975’te DBB’nü ziyaret etmiştir. Bu ziyaretin önemi iki yönlüdür. Birincisi DBB’ye gerekli teknoloji ve teknolojik bilgi aktarılmasını başlatmasıdır. Nitekim ileride inşa edilecek araştırma gemisinin tüm plan ve projeleri bütün hakları ile birlikte ücretsiz ODTÜ’ye devredilmiştir. Söz konusu tekne, ABD’de deniz araştırmalarında kullanılan R/V Alpha Helix olup, Türkiye’de inşa edilen ikizi R/V Bilim olarak isimlendirilmiştir. Araştırma gemisine isim bulabilmek için, DBB elemanları arsında bir anket düzenlenmiş ve ilginç isimler ortaya atılmış olmasına rağmen Bölüm Başkanı Doç. Dr. T. İ. Balkaş bunlara pek fazla itibar etmeyip yerinde bir kararla “Bilim” adını uygun görmüştür.

Yukarıda anılan iş birliğinin ikinci önemi ise DBB’ne bilimsel alt yapı oluşturulmasında gerekli katkıyı sağlamış olmasıdır. Dr. Nierenberg’in de önerileri dikkate alınarak bölüm başkanlığınca yapılan girişimler sonucu, Deniz Bilimleri Bölümü UNEP Akdeniz Eylem Planı (United Nations Environment Programme - Mediterranean Action Plan) çerçevesindeki Türkiye deniz araştırmaları kapsamında dört projede etkinlik merkezi olmayı başarmıştır. Bu projeler Ağır Metal Kirliliği İzlenmesi, Klorürlü Pestisit ve PCB Kirliliği İzlenmesi, Petrol Hidrokarbonu Kirliliği İzlenmesi ve Deniz Akıntılarının Haritalanması’dır. Dört projede de Ulusal Merkez olan DBB, Petrol Kirliliği İzlenmesi projesinde de Akdeniz Bölgesi Etkinlik Merkezi olmuştur. UNESCO IOC ((United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization - Intergovernmental Oceanographic Commission) örgütünce de desteklenmiş ve yeri geldiğinde hem parasal katkı sağlanmış ve hem de danışmanlık hizmetleri verilmiştir.

Bu bağlamda Scripps Institution of Oceanography’den alanında uzman bilim insanları DBB’ne gelip hem eğitim programlarına katkıda bulunmuşlar hem de deniz araştırmaları ve bölümün gelişmesi konusunda danışmanlık yapmışlardır. Bu amaçla çeşitli zamanlarda seminer çalışmaları yapılmış, yaz okulları düzenlenmiş ve laboratuvarların kurulmasında katkılarda bulunmuşlardır. Ayrıca DBB öğrenci ve öğretim elemanları kısa ve uzun süreli araştırmalar yapmak, doktora çalışmalarını sürdürmek üzere Scripps Institution of Oceanography’de görevlendirilmişlerdir.

ODTÜ yönetimi, DBB’nin alt yapısını geliştirme işleri için 1975 yılında bir başka komisyon daha oluşturmuştur. Bu komisyonda Doç. Dr. Turgut İ. Balkaş, Yrd. Doç. Dr. Erol Tümer (Rektör Yardımcısı), Y. Müh. Fahri Tunçel (Gemi İnşaat ve Makina Mühendisi), Şeref Çağlayan (Bütçe ve Mali İşler Genel Müdürü), Muhittin Yaman (Satın Alma Müdürü), Y. Müh. Nihat Çokyüce (Genel Atölyeler Müdürü), Av. Rahmi Magat (Hukuk Müşaviri), ve Y. Müh. Necip Olcay (DBB) yer almışlardır. Heterojen bir yapıya sahip bu grup DBB ihtiyaçlarının doğru bir şekilde ve doğru zamanda karşılanmasında önemli rol oynamıştır.

DBB’nün kuruluşunu izleyen günlerde, denizde araştırma olanaklarının geliştirilmesi kapsamında deniz araştırma tekneleri gündeme gelmiştir. Etütler sonucunda, projesini Gemi Müh. Fahri Tunçel’in hazırladığı 12 metre boyunda bir teknenin inşasına, kısa bir ön hazırlık aşamasından sonra 1976 yılında Nihat Çokyüce sorumluluğunda ve denetiminde ODTÜ atölyelerinde başlanmıştır. Bu tekneye sonradan ‘Kuğu’ adı verilmiştir.

Aynı kapsamda, ODTÜ atölyelerinde bir adet metal gövdeli yedi metre boyunda katamaran ve bir adet de iskele dubası üretilip DBB’nün kullanımına verilmiştir. R/V Kuğu inşası tamamlandıktan sonra 1977 yılında bir TIR üzerinde İstanbul’a taşınmış ve T.C. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı nezaretinde denize indirilmiştir. Daha sonra yine T.C. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait Ertuğrul gemisinin güvertesinde Mersin Limanı’na taşınıp DBB yetkililerine teslim edilmiştir. R/V Kuğu küçük bir tekne olmasına karşın DBB’nin deniz araştırmalarında önemli görevler üstlenmiştir. Teknenin anılmaya değer ilginç bir özelliği ise tuvalet taşı ve tahliye borusu seviyelerinin teknenin su altı kesimin altında olmasıydı. Bu nedenle denize indirildiği anda buradan su sızdırmış ve tuvalet tahliyesi bir daha kullanılmamak üzere iptal edilmiştir. Tuvalet eksikliği teknenin kullanıldığı sürede bir sorun olarak kalmıştır. Çalışmalar ya da intikallerde tuvalet ihtiyacı, ihtiyaç sahibinin yaratıcılığına bağlı ilginç çözümlerle giderilmiştir. Bu nedenle R/V Kuğu ile yapılan deniz çalışmalarına hiçbir kadın araştırmacı katılamamıştır.

1976 yılında bölgesel deniz araştırmalarında çalışmaları yürüten DBB öğretim görevlisi Gerald Ramelow, Akdeniz Eylem Planı çerçevesinde, “deniz ortamında eser element analizi” konusunda bilgi ve becerilerini artırmak üzere İsrail’in IOLR (Israel Oceanographic and Limnological Research) kurumuna gönderilmiştir. Bu, aynı zamanda DBB tarafından öğretim elemanlarına uygulanan ilk yurt dışı kısa süreli eğitim programıdır.

Modern deniz bilimlerinin gereği olan lisansüstü eğitim amacı ile kurulan DBB, öncelikle yüksek lisans programlarını geliştirmiş ve 1976 yılında başvuruda bulunanlar arasından 12 öğrenciyi programlara kaydetmiştir. Doğal olarak öğrenci çoğunluğu, ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü kökenliler olup, sekiz kişi deniz kimyası konusunda tez çalışmalarına başlamıştır. Deniz Bilimleri Bölümü’nün öğretim elemanı kadrosu aynı yıl genişlemiştir. Bu kapsamda ABD’nin Florida Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Ümit Ünlüata ve yine ABD Carneggie Mellon’da, ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü adına, doktora çalışmalarını tamamlayan Dr. Turan Söylemez tam zamanlı öğretim elemanları olarak göreve başlamışlardır. Yine öğretim elemanı kadrosunu oluşturmak üzere Cemal Saydam doktora amacı ile Birleşik Krallık, Liverpool Üniversitesi Deniz Bilimleri’ne ve Hayrettin Köymen de Manchester Üniversitesi Elektronik Bölümü ses ötesi (ultra-sound) laboratuvarına burslu olarak gönderilmiştir.

Aynı yıl, 1976’da, DBB’nin uluslararası araştırma arenasına katılma ve adını duyurma olanağı doğmuştur. UNEP Akdeniz bölge araştırmalarında yer almak için gerekli girişimler yapılmış ve pilot çalışma “Petrol Kirliliği İzlenmesi (Monitoring of Petroleum Pollution)” Akdeniz Bölge Koordinatörlüğü bahsedildiği gibi DBB’ye verilmiştir. Bu programa Türkiye’den, ODTÜ DBB’nin yanında İstanbul Üniversitesi Hidrobiyoloji Enstitüsü, T.C. Sağlık Bakanlığı Hıfzı Sıhha Enstitüsü, Ege Üniversitesi Hidrobiyoloji Bölümü, Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü katılmıştır. Yanı sıra, ODTÜ DBB, ağır metal kirliliğinin izlenmesi pilot projesi, klorürlü pestisit ve PCB’lerin izlenmesi pilot projesi, petrol kirliliği izlenmesi pilot projesi ve akıntıların kirleticilerin taşınmasındaki etkileri pilot projelerinde yer almıştır. Türkiye’den bu programları sonuna kadar götürebilen tek kurum ODTÜ DBB olmuştur. Diğer kurumlar ya programlardan tamamen çekilmiş ya da sayılarını azaltarak kesintili sürelerle devam etmişlerdir. Sonradan kısaca MED-POL olarak tanınan bu programın hem Türkiye’deki kirlilik çalışmalarına hem de ODTÜ Deniz Bilimleri Bölümü’nün gelişmesine katkısı çok fazladır. DBB’nün kuruluş yıllarında bu program kapsamında almış olduğu cihaz, teknik katkı ve bakım-onarım hizmeti, bölümün gelişimi açısından önemlidir. Ayrıca DBB’nü uluslararası arenaya taşıyan proje yine MED-POL’dür. Aynı dönemde ODTÜ-DBB, T.C. adına Akdeniz Kirliliği (Akdeniz Eylem Planı) toplantılarına katılmaya başlamıştır.

DBB öğretim üyelerinden ilk akademik yükseltme 4 Haziran 1976 tarihinde Doç. Dr. Turgut Balkaş’ın Profesörlüğe terfi etmesidir.

Kasım 1976’da Erdemli Yerleşkesi için öngörülen arazinin kamulaştırılması büyük ölçüde tamamlanmış ve inşaatların başlatılabilmesi için ODTÜ yetkilendirilmiştir. 1977 yılı ise DBB’nin tarihçesi ve gelişimini etkileyen önemli olayların olduğu bir zaman dilimidir. O dönemin ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ilgaz Alyanak, Mütevelli Heyeti ile su üstüne çıkan uyuşmazlığı sonucu görevinden alınmış ve Şubat 1977’de Prof. Dr. Hasan Tan, Mütevelli Heyet kararı ile ODTÜ Rektörlüğü’ne atanmıştır. Bu atama ODTÜ akademik personelinin tamamına yakını ve idari personelin büyük çoğunluğu tarafından hoş karşılanmadığından Prof. Tan’ın rektörlüğü döneminde tüm ODTÜ’de olduğu gibi DBB’de de sıkıntılı bir süreç yaşanmıştır. Nitekim Prof. Tan’ın Rektörlüğe atanması ile birlikte ODTÜ’de bulunan tüm akademik birimlerde görevli rektör yardımcıları (beş kişi), dekanlar, dekan yardımcıları ve bölüm başkan ve yardımcıları görevlerinden istifa etmişler ve belli bir politik görüşe sahip çok az sayıdaki öğretim elemanı (asistanlar dahil) dışında hiç kimse idari görev kabul etmemiştir. Dersler kesilmiş, her fırsatta öğrenciler dersleri boykot etmiştir. Bu durumda yeni kurulmakta olan DBB, Rektörlük tarafından can simidi olarak görülmüş ve Erdemli Yerleşkesi’ndeki kuruluşu için gerekli olan her şey fazlası ile yapılmıştır. Tabi bu arada Prof. Dr. Turgut Balkaş Deniz Bilimleri Bölüm Başkanlığı’ndan istifa etmiş ancak istifası dikkate alınmamış, görevine devamı istenmiştir. Prof. Balkaş’ın görevine devam etmiş olması eleştiri almışsa da genelde kabul görmüş ve bu kararla DBB’nin şimdiki yerleşkesine taşınması öngörülenden daha önce gerçekleşmiştir.

Mart 1977 tarihinde, Erdemli yerleşkesinin bu günkü arazisinin tamamının Üniversiteye kesin devri yapılmıştır. Bu gelişme sonucu Ankara’dan Erdemli yerleşkesine taşınma süreci hız kazanmıştır.

Ankara’da bulunulduğu süre içerisinde Bölümün kurulma aşamaları gelişirken, uygulamalı deniz araştırmaları başlatılmıştır. Bu kapsamda Akkuyu Nükleer Santralı deniz çalışmaları kimyasal değişkenler, fiziksel değişkenler, tuzluluk ve sıcaklık değişimi ile deniz jeolojisi olmak üzere dört ayrı deniz araştırma projesi, “Akkuyu Nükleer Santralı Oşinografik Çalışmaları” genel başlığı altında önemli bir yer tutmaktadır. Bu projeler DBB’nin ilk kıyısal oşinografi çalışmaları olmaları nedeniyle de önemlidir. Oşinografi eğitimi almış tek doktoralı elemanı Dr. Ümit Ünlüata ile Deniz Kuvvetleri’nde bir yıl kadar oşinografi eğitimi almış olan Necip Olcay dışındaki DBB’nin öğretim ve araştırma elemanların tamamının konuyu yeni öğrenen kişilerden oluşmasına rağmen bu proje çalışmaları eksiksiz gerçekleştirmiştir. Proje personeli her türlü zorluğa göğüs gerip sorunlarına pratik çözümler üretmişlerdir. Bunlardan en dikkat çekenleri ulaşım ve saha ihtiyaçlarını karşılamak üzere bir otobüsün hem yatılacak mekân ve hem de laboratuvar olacak şekilde yeniden donatılmasıdır. Bir diğeri ise Akkuyu’da kışı geçirmeye uygun ve aynı zamanda laboratuvar olarak kullanılacak bir prefabrik ev yapımının gerçekleştirilmesidir. Tüm bunların öncü bir gayretle öğretim elemanları ve lisansüstü öğrencileri tarafından yapılmış olması anlamlıdır. Bu bağlamda anılması gereken bir diğer nokta ise prefabrik evin oldukça sarp bir alanda inşa edilebilmesi için malzemenin kiralanan bir katır sırtında taşınmış olmasının yanında daha sonra aynı katırdan ev-laboratuvarın iaşe ve su ihtiyacı ile diğer malzemelerin taşınmasında yararlanılmış olmasıdır. 

Yeni başlatılan deniz araştırmalarında karşılaşılan zorlukların yanında Erdemli yerleşkesiyle ilgili sorunlar da vardı.  Erdemli yerleşkesine, kamulaştırma ve arazinin alışılagelmiş kullanımının sınırlanması nedeniyle yakın çevreden gelen tepkiler dikkat çekmektedir. Yol Su Elektrik İdaresi’nin bir kısım yerleri (dinamit deposu, kapsül deposu gibi) kontrolü altında tutmasından kaynaklanan güvenlik sıkıntıları, telefon dahil haberleşme sistemlerinin olmayışı, bir kısım kaçakçı ve balıkçıların eski alışkanlıklarını sürdürüp Mersin Limanı inşa malzemesinin taş ocağından Mersin’e taşınması amacı ile kurulan ancak sonradan büyük bölümü kumlanan limanımsı yerin yasal olmayan amaçlarla kullanmak istemeleri ve en önemlisi akademik personelin ikametine uygun yer bulunamaması başlangıç yıllarının bazı sıkıntı ve sorunları olarak belirtilebilir. Zorluk ve sıkıntılara karşın, Haziran 1977’de, DBB’ye ait Erdemli yerleşkesinde bir laboratuvar binasının (şu anda Deniz Jeolojisi ve Jeofiziği Enstitü Ana Bilim Dalı, idari ofisler ve kafeteryanın bulunduğu bina) alt katı düzenlenmiş ve bir kısım malzeme Ankara’dan nakledilmeye başlanmıştır.

1977 Haziran ayından itibaren Yrd. Doç. Dr. Ümit Ünlüata, Dr. İlkay Mehmet Salih (sonradan Salihoğlu) ve Necip Olcay Ankara’dan Erdemli’ye kesin nakillerini gerçekleştiren ilk öğretim elemanları oldular. Ayrıca araştırma asistanlarından Süleyman Tuğrul, Özden Baştürk, Mete Sunay, Jan Özmirza, Aydın Özkan, Mahmut Doğan, Gürdal Tunçel, Selah Kanık, Hasan Akay, Fikret Bengü, Reha Gülümser de nakillerini gerçekleştirdiler. Bu sırada araştırma asistanlarından Cemal Saydam ve Hayrettin Köymen doktora çalışmaları için İngiltere’nin farklı üniversitelerinde bulunuyorlardı. Diğer öğretim elemanları ve idari personel ise Ankara’da görevlerini bir süre daha sürdürmüşlerdir.

1977 sonbaharında ABD’de çalışmalarını sürdüren Dr. Muhammed Abdül-Latif, DBB öğretim kadrosuna katılmış ve Erdemli yerleşkesinde aktif çalışmalarına başlamıştır. Dr. Latif’in katılması uygulamalı-deneysel fiziksel oşinografide DBB’nin ihtiyacı olan büyük bir açığı kapatmıştır.

DBB’nin gelişimine katkı sağlayan bir diğer proje Birleşmiş Milletler Kalkınma Örgütü (UNDP) tarafından beş yıl süreyle desteklenen ve Prof. Dr. Balkaş’ın yürütücüsü olup hem bilgi aktarımı ve hem de DBB elemanlarının yurt dışı bilimsel faaliyetlere katılmaları ile eğitimlerine destek veren proje olmuştur.

Deniz Bilimleri Bölümü, 1027 Sayılı Üniversiteler Yasası esas alınarak kurulmuştur. Ancak yalnız lisansüstü düzeyde eğitim-öğretim yapması ve etkinliklerinin araştırma ağırlıklı oluşu daha çok bir “Araştırma Enstitüsü” işlevini andırmaktaydı. Bu gerçek göz önüne alınarak gerekli girişimler tamamlandıktan sonra 1 Aralık 1977’de, DBB içerisinde bir “Deniz Araştırmaları Enstitüsü” kurulması girişimi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Araştırma Kurulu’nca kabul görmüş ve 1977/1 sayılı kararla onaylanmış (Ek 3) ve işleyişi başlıca ilkelere (Ek 4) bağlanmıştır. Kurulan Deniz Araştırma Enstitüsü (DAE) Yönetim Kurulu Prof. Dr. Turgut Balkaş başkanlığında Doç. Dr. Teoman Norman, Yrd. Doç. Dr. Ümit Ünlüata, Yrd. Doç. Dr. Mustafa Aral ve Yrd. Doç. Dr. Turan Söylemez’den oluşmaktaydı. Yedek üyeler ise Yrd. Doç. Dr. İlkay M. Salih ve Yrd. Doç. Dr. M. A. Latif oldu. Bu oluşum DBB’nin uygulamalı araştırmacı karakterini daha gerçekçi yansıtmaktaydı ve söz konusu yapısı nedeniyle ilerleyen yıllarda, Türkiye üniversitelerinin idari yapılanmasında köklü değişiklik getiren YÖK uygulamaları çerçevesindeki temel lisansüstü enstitülerinin dışında, yasa ile yalnızca ODTÜ DBB’ye “Enstitü” statüsü verilmiş ve resmi adı “ODTÜ Erdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü (ODTÜ DBE)” olarak belirlenmiştir.

Aynı yıl, 23 Aralık 1977 tarihinde alınan bir diğer radikal karar ise DBB’nin, ODTÜ Rektörlüğü’ne bağlı kalmak koşulu ile tamamının Erdemli Yerleşkesi’ne taşınması ve eğitim ve araştırmaların burada yürütülmesidir (Ek 5). Bunun sonucu 10 Mayıs 1978 tarihli rektörlük kararı ile akademik personelin geriye kalanı ile DBB’nin çekirdek kadrosunu oluşturan idari elemanların Erdemli yerleşkesine taşınması kesinleşmiş ve Haziran 1978’de gerçekleştirilmiştir.

1978 ilkbaharında, yerleşkede inşaat etkinlikleri hız kazanmış ve geçici olarak inşa edilen ve yerleşkenin deniz kısmının batı ucunda yer alan şantiye binaları sonradan lojmana dönüştürülüp tamamlanmıştır. Bu lojmanlar öğretim elemanlarına tahsis edilmiş ve Ümit Ünlüata, İlkay Salihoğlu ve Muhammet A. Latif geçici yerlerine taşınmışlardır.

1978 yılı aynı zamanda ilklerin yaşandığı bir yıl olmuştur. DBB’nin “taş ocağı” olarak tabir edilen arazisine, projesine uygun bölüm binalarının temeli atılmıştır. Eski kafeterya binasına ek kat (şimdiki Deniz Jeolojisi ve Jeofiziği EABD) tamamlanarak laboratuvarlar ve kütüphane bu kata taşınmıştır. Yine, DBB ilk lisansüstü mezunlarını Nisan 1978’de vermiştir. İlk mezunlar yüksek lisans diploması alan Süleyman Tuğrul, Özden Baştürk ve Jean Özmirza’dır.

Bölümde büyük bir değişime neden olan deniz bilimleri eğitimi 1978 yazında başlamıştır. Scripps Institution of Oceanograhy ile imzalanan protokol gereği önce Enstitü müdürü Dr. William Nierenberg DBB’yü ziyaret edip konuya ilişkin konferanslar vermiş ve Haziran 1978 tarihinde Prof. Dr. Edward Goldberg (Ed) Erdemli’ye gelip uzmanı olduğu konularda danışmanlık görevi yapmış, araştırma ve eğitim için gerekli konularda birçok bilgi ve doküman sağlamıştır. Kimyasal oşinografi alanında büyük üne sahip Dr. Goldberg’in alçak gönüllüğü, bilimselliği, bilim insanına saygılı yaklaşımı ve bilimle uğraşanların en küçük taleplerini dahi büyük bir ciddiyet ve dikkatle ele alıp elinden geleni yapması tüm DBB elemanlarının takdirlerine neden olmuştur. 

DBB’nin ilk uluslararası bilimsel etkinlik katılımı yine 1978 yılında olmuştur. 24 Kasım-2 Aralık 1978 tarihleri arasında Antalya’da düzenlenen CIESM XXVI toplantısında dokuz araştırmacı yer almıştır. CIESM’de bilimsel takdir toplayan ve daha sonra saygın bilimsel dergilerde yayınlanan makalelere dönüşen bildiriler sunulmuştur.

Bütün bu gelişmeler olurken T.C. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı Seyir, Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığı (SHODB) ile olumlu bir diyalog daha geliştirilmiş ve 1738 sayılı Kanunda öngörülen, T.C. denizlerinin bilimsel ve uygulamalı araştırılması, bunun için araştırma programlarının geliştirilmesi, denizlerin doğru ve amaca uygun kullanımı ve Birleşmiş Milletler’in bir kuruluşu olan UNESCO IOC nezdinde temsili konularında DBB üstüne düşen yükümlülükleri yerine getirmiştir. Bu çerçevede UNESCO IOC periyodik toplantılarına katılan T.C. heyetine Deniz Bilimleri Bölümü öz kaynaklarını kullanarak destek vermiştir.

Nisan-Mayıs 1978 tarihlerinde, DBB’yi çalkantılara sürükleyen oldukça sıkıntılı bir dönem başlamıştır. Sıkıntılar yeni ortama uyum zorlukları, kişilik çatışmaları, DBB bünyesindeki rollerin paylaşımı ve DBB’nin işlevselliği konularındaki görüş ayrılıkları gibi nedenlerden kaynaklanmaktaydı. Sonuçta kuruluştaki çekirdek kadrodan kopmalar başlamış, ciddi sayıda öğretim elemanı DBB’den ayrılmışlardır. Yine benzer nedenlerle bazı değerli ve gelecek vaat eden öğrenciler yüksek lisans tezlerini tamamlar tamamlamaz Erdemli’den ayrılmışlardır. Özveri gösterip devam edenler ise hem DBB’ye (gelecekteki adıyla Erdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü’ne) ve hem de ülke yüksek öğretimine değerli katkılarda bulunmuşlardır.

Öğretim elemanı erozyonu olarak tanımlanabilecek 1978 yılı sonrasında, ayrılanların yerine yurt dışında doktorasını tamamlayan yeni elemanların 1978/1979’da bölüme katılmasıyla bu krizin etkisi azalmıştır. Katılımlara örnek olarak Fransa’nın Paris Üniversitesi’nden Doktora unvanı alan Mustafa Ünsal, Almanya’nın Kiel Üniversitesi’nden doktora unvanı alan Ferit Bingel ve ABD Florida Üniversitesinden Doktora unvanı alan Emin Özsoy’dur. Dr. F. Bingel ve Dr. M. Ünsal’ın katılımı ile DBB’de Deniz Biyolojisi ve Balıkçılık Anabilim Dalı’nın çekirdeği oluşmuş ve kuruma yeni bir boyut kazandırmıştır. Dr. E. Özsoy ise Fiziksel Oşinografi’ye yeni bir güç ve motivasyon getirmiştir.

1979 yaz dönemiyle birlikte Deniz Biyolojisi ve Balıkçılık Anabilim dalının oluşması DBB’nin geleceği açısından önemli bir olaya neden olmuş, bu bilim dalındaki öğretim elemanlarının gayretleri sonucu Yrd. Doç. Dr. Ferit Bingel yönetiminde Erdemli-İçel Bölgesi Balıkçılığı Geliştirme projesi hazırlanmış ve o dönemki adı ile Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) parasal ve manevi desteğine mazhar olunmuştur. Gerçekte bu proje DBB’ye o güne kadarki en büyük döner sermaye desteğini sağlamış ve bilimsel boyutta yeni ufuklar açmıştır.

DBB kuruluşundan bu yana döner sermaye gelirlerden elde edilen bütçenin büyük kısmını her zaman cihaz ve sarf malzemesi alımına harcanmıştır. Anılan DPT projesinin gelirleri de tekne kirası, sarf malzemesi giderleri gibi kalemlere harcanmış ve biriktirilen para ile cihaz ve yeni bir araştırma teknesi (R/V Lamas) satın alınıp donatılmıştır. Döner sermaye gelirlerinin kurumun ihtiyaçları için harcanması DBB ve izleyen Erdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün en belirgin özelliği olmuştur ve kolayca tahmin edileceği gibi bu öğretim elemanlarının tamamının özverileri ile gerçekleşmiştir.

Mayıs 1979 tarihinde gerekli kaynakların, büyük bir kısmı Akkuyu Nükleer Santrali Deniz Çalışmaları projeleri gelirlerinden olmak üzere, Üniversite Rektörlük bütçesinden de katkı sağlanarak, Bodrum’dan 17 metrelik bir ahşap tekne satın alınmıştır. Tekne R/V Erdemli adıyla Mersin Limanı’na kayıt ettirilmiştir. R/V Erdemli’nin devreye girmesi ile DBB’nin, kendi deniz araçları ile yürüttüğü, deniz çalışma alanı daha genişlemiş ve Akkuyu’dan İskenderun’a kadarki alanı kapsamına almıştır. Yeni teknenin sağlamış olduğu bir diğer olanak ise denizde çalışan herkese daha konforlu bir yaşam ortamı sunmasıdır.

Araştırma altyapıları kadar nitelikli araştırmacı yetiştirilmesi de DBB için büyük önem taşımaktadır. Bu noktada, DBB akademik personelinin disiplinler arası özellik kazanması ve eğitiminin daha ileriye taşıması adına, 1979 yazında düzenlenen yaz okulunun katkısı yadsınamaz. Lisansüstü öğrencilerinin yanı sıra hemen hemen tüm akademik personelin katıldığı yaz okulunda ders verenler, döneminin en önemli bilim insanları olup, Kimyasal Oşinografi dalında Prof. E. D. Goldberg, Fiziksel Oşinografi dalında Prof. Warren Wooster, Deniz Jeolojisi dalında Prof. Ducklow Inmann, Deniz Biyolojisi dalında Prof. Karl Banse ve Jeokimya dalında Dr. K. K. Bertine’dir. Bu yaz okulu, öğreten ve öğrenenler arasında bilimsel iş birliği için yararlı olmuştur. Yaz okuluna katılanlardan Prof. E. D. Goldberg, Prof. Karl Banse ve Dr. K. K. Bertine ilerleyen yıllarda DBB ile bilimsel iş birliklerini sürdürmüşler ve Prof. Banse, ABD’deki özel kitaplığını enstitünün kütüphanesine bağışlamış kitap naklini de kendisi sağlamıştır. Goldberg ve Bertine ise Türkiye deniz bilimlerine katkı sağlayan çok değerli bilim insanlarına doktora eğitimleri sırasında sürekli destek vermişlerdir.

1981 yılında, ODTÜ adına İngiltere’nin Reading Üniversitesi’nde doktora çalışmalarını tamamlayan Temel Oğuz, DBB’ye seminer vermek üzere gelmiş ve yapılan görüşmeler sonucu DBB’nün akademik kadrosunda görev almayı kabul etmiştir. Aynı yılın başında Hayrettin Köymen de başarı ile doktorasını tamamlayıp DBB’de göreve başlamıştır. 1981’in ikinci yarısında ise Cemal Saydam bölümün doktoralı akademik kadrosuna katılmıştır. Yeni elemanların katılımı, DBB eğitim ve araştırmalarına yeni bir boyut kazandırmıştır.

1974 sonrası Kıbrıs sorunu bahane edilerek Türkiye’ye uygulanan ambargo ve İsrail-Arap savaşı sonrası ortaya çıkan petrol krizi enflasyonun artmasına neden olmuştur. Oluşan ekonomik dar boğaz her alanda hissedilir olmuş ve DBB yönetimi Erdemli yerleşkesi inşaat projelerini revize etmek zorunda kalmış ve taş ocağındaki inşaattan vazgeçip deniz tarafına iki adet mütevazı bina inşa etmeyi daha uygulanabilir bulmuş ve bu konuda gerekeni yapmıştır.

ODTÜ DBB’nin daha kapsamlı oşinografi araştırmalarına imza atabilmesi için daha büyük bir araştırma gemisine ihtiyacı vardı. Daha önce de belirtildiği üzere R/V Alpha Helix’in tüm projeleri her türlü kullanım hakkı ile birlikte ODTÜ’ye devredilmişti. Yapılan araştırma ve fizibilite çalışmaları sonucu, Üniversite ile T.C. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı arasında imzalanan protokol sonucu araştırma gemisinin inşasına 1978 yılında Taşkızak Tersanesi’nde başlanmıştır. 1980 yılına kadar yüz milyon TL harcanan gemi aynı yılın 28 Temmuz tarihinde denize indirilmiştir. Gemi donanımının tamamlanıp deniz seyrine hazır hale getirilmesi ancak 1984 yılında mümkün olmuştur.

Erdemli-İçel Bölgesi Balıkçılığı Geliştirme Projesi Sülünkuş adlı, kiralık ve yaşlı bir trol teknesi ile yürütülmekteydi. Teknenin yetersizliği DBB’nin yeni arayışlara girmesine neden olmuştur. R/V Erdemli‘nin satın alınmasından sonra yeniden gerekli maddi olanaklar zorlanmış ve başta Ferit Bingel ve Hayrettin Köymen’in gayretleri ile trol teknesi satın almak için piyasa araştırmaları gerçekleştirilmiştir. Sonuçta ahşap bir tekne üzerinde karar kılınmış ve teknenin 1980 yılında DBB’ye geçmesinden sonra R/V Lamas olarak Mersin Limanı’na tescili yapılmıştır. Proje yeni bir deniz aracının edinilmesinin ötesinde DBB‘nin DPT ile olan bağlarını kuvvetlendirmiştir. Gerek DBB ve gerekse DPT Sektör Uzmanı Dr. Altan Acara’nın gayretleri ile ülke limanlarından sorumlu Devlet Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları (DLH) ile mutabakat sağlanıp, yıkık bir mendireğe sahip olup kumla dolmuş olan liman, DHL Bölge Müdürü Hüseyin Çetinçekirge’nin değerli katkılarıyla hızla bugünkü haline getirilmiştir.

Bu dönemde akademik personel idari konularda DBB yönetimine elinden geldiğince yardımcı olmuştur. Bölüm başkan yardımcılığını Ümit Ünlüata ve İlkay Salihoğlu yürütmüş, teknik atölyeler ise Ferit Bingel yönetiminde çalışmıştır. Hayrettin Köymen ideale yakın bir elektronik laboratuvarı kurmuş ve DBB’nin tüm ihtiyaçlarına yanıt vermiştir. Cemal Saydam ise deniz işlerini iyi niyet, büyük gayret ve maharetle yönetmiştir.

12 Eylül 1980’de askeri yönetimin ülke yönetimine el koyması, ülkenin her kurumunda olduğu gibi ODTÜ’de de değişikliklere neden olmuştur. 1981 yılında çıkarılan 2547 sayılı Yükseköğretim Kurumu (YÖK) Kanunu ODTÜ’yü de kapsamına aldığından DBB’nin yapılanması değişmiştir. 2547 sayılı yasa enstitüleri lisansüstü eğitim veren kurumlar olarak yeniden tanımlamıştır. Bu tanıma uyan ender eğitim ve araştırma kurumlardan biri de DBB’dir ve bu nedenle akademik yapılanmasında pek sıkıntı yaşamamıştır. ODTÜ Deniz Bilimleri Bölümü 28.03.1983 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan yasa ile artık ‘Orta Doğu Teknik Üniversitesi Erdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü’ (ODTÜ DBE) olmuştur.

Üniversite dışında gelişen ve üniversiteleri etkileyen bu olaylar olurken DBB’nin doktora programı ilk mezunlarını 1982 yılında vermiştir. Deniz kimyası doktora çalışmalarını başarı ile tamamlayan S. Tuğrul, Ö. Baştürk ve M. Sunay Doktor unvanı almaya hak kazanmışlardır. Adı geçenler doktora sonrası çalışmaları için TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’ne (TÜBİTAK MAM) gitmişler ve görgü ve becerilerini daha da geliştirmişlerdir. Dr. Tuğrul ve Dr. Baştürk tekrar DBE Öğretim Elamanı kadrosuna katılmışlar ve çok başarılı birer bilim insanı olarak hizmet vermişlerdir. Dr. Sunay ise Türk sanayisine hizmet etmektedir.

DBE bütün bu gelişmeler arasında üstüne düşen görevi yerine getirmeye devam etmiş, çalkantılı olan bu geçiş dönemini en az hasarla atlatmanın yollarını aramıştır. Bu arada beklenmeyen bir gelişme ise Prof. Dr. Turgut Balkaş’ın Erdemli’den ayrılma kararı olmuştur. Balkaş, çocuklarının eğitim ihtiyacını gerekçe göstererek İstanbul’a taşınmayı yeğlemiştir. Prof. Balkaş’ın bu yaklaşımı bir kısım öğretim elemanı tarafından tepki ile karşılanmıştır. 2547 sayılı yasanın geçici maddelerinin getirmiş olduğu haklardan da yararlanan Prof. Balkaş, Haziran 1982’de Erdemli’den ayrılıp TÜBİTAK MAM’daki görevine başlamıştır. İdari görevler akademik başarıda kıstas olarak itibar görmez, ancak bilimsel başarılar kıstas olarak kabul edilebilir. ODTÜ-DBB’nin başarılarına ve dolayısı ile Prof. Balkaş’ın neyi başarıp başaramadığının gerçek ölçeği akademik başarısı olduğu dikkate alındığında, bunun göstergesi ancak akademik ürünlerin dökümü olabilir. Bu konuda Ek 6a ve Ek 6b’de sunulan tablolar bir fikir verebilir. 

YÖK yasasının uygulandığı bu dönemde Prof. Balkaş’ın ayrılmasıyla oluşan boşluk ODTÜ Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Teoman Norman ile doldurulmuştur. Öğretim elemanlarınca bu atama olumsuz karşılanmamış ancak tam anlamı ile yeni bir dönem olarak hafızalarda yer almamıştır. ODTÜ’nün tabi olduğu yasadan çıkıp daha bürokratik bir sisteme geçildiği süreçtir. Uyulması gereken yeni mali sistem ve diğer uygulamalar ODTÜ’nün yabancı olduğu konulardı. Bunlara uyum sağlamak, 2547 sayılı yasanın verdiği hakları kullanmak isteyenlerin ayrılmasından doğan boşluğun doldurulması, DBE’ye yerleşen T.C. Maliye Bakanlığı Saymanlık Ofisi ile uyum sağlamak, gibi konularda sıkıntılar yaşanması kaçınılmazdı.

Tüm bu gelişmeler olurken, 12 Eylül askeri darbesinin sonucu oluşan ortam ülkeyi etkilediği gibi DBE’yi de etkilemiştir. Bireyler, gerçek dışı görüşler ileri sürerek insanların geleceğini etkileyebilmişlerdir. Değerli bilim insanı ve DBE elektronik ve bilgi işlemlerinden sorumlu Dr. Hayrettin Köymen de böyle bir etki sonucu DBE’den ayrılmak zorunda bırakılmıştır.

Dönemin getirdiği, ODTÜ için o güne kadar karşılaşılmayan ilginç uygulamalardan biri yazlık-kışlık kıyafet konusundaydı. Başbakanlık devlet memurlarının uyması gereken kıyafet zorunluluğuna ilişkin bir genelge yayınlamıştı ve Ekim ayında ‘kışlık kıyafet’ giyilmesini emrediyordu. Belirtilen tarihte DBE’nin bulunduğu yöre hala çok sıcaktı ve herkes de bunun farkında idi. Yüksek lisans öğrencisi ve araştırma görevlisi Kemal Payza, kıyafet zorunluluğunun başladığı sabah enstitüye kışlık palto, eldiven, atkı ve yün bere ile geldi ve ‘bu ne?’ diyenlere de sadece ‘kışlık kıyafet’ yanıtını vermekle yetindi.

Prof. Norman’ın Enstitü Müdürlüğüne atanmış olması Deniz Jeolojisi ve Jeofiziği Anabilim Dalına bir hareketlilik getirmiştir. Bu dönemde Imperial College’de (İngiltere) doktora çalışmasını tamamlayan İran uyruklu Dr. Nooreddin Allavi ve Heidelberg Üniversitesi’nde (Almanya) doktora çalışmalarını tamamlayan Dr. Mustafa Ergin enstitü öğretim elemanları olarak Yrd. Doç. kadrolarına atanmışlardır. Her ikisinin de anabilim dalına katkıları önemlidir.

Donanımı tamamlanan R/V Bilim, Şubat 1984’te ODTÜ Rektörlüğü’ne teslim edilmiştir. Geminin sefere çıkabilmesi ve İstanbul’dan Mersin’e intikali için gerekeni yapmak üzere Necip Olcay görevlendirilmiştir. Geminin Mersin’e intikal seyrinde küçük bir aksilik sonucu motoru stop ettiğinden Ege Denizi’nde demir atmak zorunda kalmıştır. Bilahare arızası giderilen R/V Bilim salimen Mersin’e intikal etmiş ve T.C. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın “Çıkarma Birlikleri” olarak bilinen iskelesine bağlanmıştır. Bu arada R/V Bilim’in intikal seferini bir şekilde sigortasız yaptığı anlaşılmıştır. Bu olay ciddi bir hoşnutsuzluğa yol açmışsa da her şeye karşın R/V Bilim’in donanımı tamamlanmış ve Nisan 1984 tarihinde ilk büyük seferi olan MED-POL (İskenderun-Marmaris) araştırmaları gerçekleştirilmiştir. Tabi ki bu da DBE için büyük bir motivasyon olmuştur. Gerçekçi bir yaklaşımla konuya bakılacak olursa, R/V Bilim’in devreye girmesine kadar olan sürede DBE deniz bilimlerini öğrendi, kıyısal deniz çalışmalarında ustalaştı ve açık deniz, ya da bir diğer deyimle “mezo” ve “makro” boyutlarda oşinografi yapabilme yeteneğini geliştirdi ve hazır hale geldi.

Prof. Norman, Enstitü’de yasaların gerektirdiği yeniden yapılanmaya gitmiştir, bu amaçla ODTÜ merkez yerleşkesinden bir genel sekreter ve elemanlarını getirmiştir. Bütün bunlar iyi giderken balayı kısa sürmüş, Ankara’dan gelenler geri dönmüş ve enstitü içerisinden yönetime direnişler başladığı gibi, yeni lojmanların temel atılmasında yapılan hata rektörlük ile yeni bir gerginliğin yaşanmasına yol açmıştır. Bu süreçte Prof. Balkaş, DBE ile arasındaki buzları eritmiş ve Enstitü’yü sık ziyaret eder olmuştur. Bir süre sonra Prof. Norman görevinden istifa etmiş ve yerine Ağustos 1984’te Rektör Prof. Gönlübol tarafından Doç. Dr. Ümit Ünlüata DBE Müdürlüğü’ne atanmıştır.

Doç. Dr. Ümit Ünlüata’nın müdürlüğe atanması DBE’ne yeni bir itici güç getirmiş ve daha cesur adımlar atılmaya başlanmıştır. DBE’yi Akdeniz’in ötesinde Marmara ve Boğazlara ulaştıran ilk İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) Projesi protokolü imzalanmış ve projenin gerçekleştirilmesi için gerekli teknolojik yenilik ve bilgi transferi gerçekleştirilmiştir. Bu aşamadan sonra Karadeniz de DBE’nin hedefleri arasına girmiştir.

Ancak orta ve büyük boyutta oşinografi çalışmalarının asıl başlangıç nedenleri daha farklıdır. Bunlardan ilki SHOD Başkanlığı Koordinasyon Kurulu’nun aldığı karar doğrultusunda Türkiye deniz çalışmalarının DPT tarafından TÜBİTAK aracılığı ile desteklenmesine karar verilmesidir. Kararın alınmasında, akademik kurum ve kuruluşlar ile uygulayıcı kuruluşların yanında T.C. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanı Amiral Şevket Güçlüer’in olumlu yaklaşım ve desteği önemlidir. Bu karar doğrultusunda DPT uzmanlarından ve deniz bilimci Doç. Dr. Altan Acara’nın kişisel gayretleri ve TÜBİTAK’ın konuya sahip çıkması ile “Ulusal Deniz İzleme ve Araştırma Programı” başlatılmış ve deniz bilimlerinde araştırma ve eğitim veren Türkiye kurumlarının bu konudaki parasal sorunlarının bir kısmının çözülmesi sağlanmıştır.

İkinci önemli unsur ise, ABD’nin Harvard Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Allan R. Robinson’un gayretleri ile çok uluslu katılımla Physical Ocenography of the Eastern Mediterrranean (POEM) Projesinin başlamasıdır. Proje DBE’ye birçok açıdan yeni ufuklar açmıştır. Bunlardan birincisi gerçek anlamı ile DBE’nin açık denize çıkmasını; ikincisi uluslararası bir projede birçok araştırma kurumunun iş birliğinde DBE’nin öne çıkmasını ve üçüncüsü ise yeni bilgi ve teknolojilerin transferini sağlamış olmasıdır. Proje başlangıçta yalnız fiziksel oşinografiyi kapsarken zamanla bio-jeokimyayı da kapsamına almıştır. Bu proje sayesinde Doğu Akdeniz’in fiziksel oşinografisi ve biyo-jeokimyası bir bütün halinde çalışılmış, kurumlar arası veri standartlaşması ve değişimi sağlanmış ve uluslararası saygın dergilerde birçok bilimsel yayın yapılmıştır.

Ek 6a ve Ek 6b’den de görülebileceği gibi bu dönemde DBE’nin bilimsel verimi yükselmiştir. Bu süreçte sınıf atlatıcı bir diğer gelişme de NATO Science for Peace (SfP) çerçevesinde gerçekleştirilen Türkiye-Balıkçılık (NATO TU-FISHERIES) projesidir. Proje, Karadeniz balıkçılığının araştırılmasına ilişkindir. Proje desteği ile hem DBE balıkçılık araştırma olanakları geliştirilmiş hem de Sovyetlerin çökmesi ile sayısı altıya çıkan Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin bilim insanlarının, özellikle deniz biyolojisi ve balıkçılık konusunda, iş birliğine yardımcı olmuştur. Bu projede çoğunluğu Karadeniz’i çevreleyen ülkelerden olmak üzere 300’ün üzerinde bilim insanı şu ya da bu şekilde yer almıştır. NATO Tu-Fisheries projesi ile birlikte gelişen bir diğer uluslararası Karadeniz projesi de Woods Hole Oceanographic Institution (WHOI)’dan Dr. David Aubry’in öncülük ettiği bir NATO SfP programınca desteklenen Cooperation Marine Science Programme for the Black Sea’dir (CoMS-BLACK). Ayrıca bu proje NATO Türkiye-Balıkçılık’tan (TU-FISHERIES) destek almıştır. Daha sonra CoMS-BLACK projesini yine NATO SfP desteğindeki Operational Database Management System (ODBMS) izlemiştir. 

DBE’nin akademik kadrosuna düzenli katılımlar bilimsel verimliliği artmıştır. Bilimsel verimliliği artıran ve anılması gereken bir diğer etken DBE’nin çok iyi çalışan bir kütüphanesinin oluşudur. Gülgün Latif’in yönettiği kütüphanede, yayınlar çok iyi izleniyor, gelen periyodikler taranıyor ve aylık bültenlerle öğretim elemanlarına duyuruluyordu. Aslında kütüphaneci olmayan Gülgün Latif’in ODTÜ Kimya Mühendisliği mezunu olması ve İngiliz diline olan hâkimiyeti anılan servisi olumlu etkilemiştir. Gülgün Latif’in olumlu çalışmaları ODTÜ yönetimince de takdir görmüş ve İdari personele her yıl bir kez verilen Turan Baskan ödülü ile de onurlandırılmıştır.

1985 yılında yeni lojmanlar (set üstü doğusundaki lojmanlar) tamamlanmış ve Mersin ve diğer yerleşim yerlerinde oturan öğretim elemanları ile kuruluş yıllarından itibaren mendireğin batısındaki lojmanlarda oturanlar yeni binalara yerleştirilmiştir. Lojmanların tamamlanması yeni bir sorunu da birlikte getirmiştir. Bu sorun, DBE Erdemli yerleşkesinin ODTÜ Ankara yerleşkesindeki akademik ve idari personelin tatil yeri şeklinde algılanmasıdır. Bunun ilk bakışta basit gibi görünmesine karşın ciddi bir sorun olduğu ortadadır. Enstitü-tatil köyü ikileminin etkileri çeşitli şekillerde ortaya çıkmış ve enstitüye zarar vermiştir. Enstitünün “tatilcilere” sunabildiği servis beğenilmemiş, Enstitü aleyhinde söylemler yayılmıştır. 

Rektörlük ile olan ilişkiler genellikle Erdemli’den Ankara’ya düzenli yapılan seyahatler ile mümkün olmaktaydı. Rektör, rektör yardımcıları ve danışmanlarının enstitüyü ziyaretleri ender olup yanlış anlamalar ve bilgi alışverişinde kopuklukların yaşanmasına neden olmuştur.

Geçen süreç, enstitünün araştırmalarını yürütebilmesi, araştırmaları destekleyen kurumlara kendini anlatma zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. Enstitü öncelikle kendisini, kendi üniversitesine anlatmakta zaman zaman sıkıntılar yaşamıştır. Merkez yerleşkeye olan uzaklık nedeniyle her rektör değişiminde DBE’nin kendini rektörlüğüne tanıtması her zaman gerekli olmuştur. DBE’nin varlığını bilmeyen rektörlerin de göreve geldiği dikkate alındığında bu durumun yarattığı sıkıntıların boyutu daha kolay anlaşılabilir. Örneğin enstitünün sosyal ihtiyaçları söz konusu edildiğinde “deniz kıyısında yaşıyorlar daha ne ihtiyaçları var” yaklaşımı da her zaman karşılaşılan bir olaydır. Çoğu zaman DBE’nin kendi üniversite yönetimine kendini anlatıp tanıtması zor olmuştur. Bazı yönetimler DBE hakkında konuşurken “siz” ve gerektiği yerlerde “biz” deyimini çok sık kullanmışlardır.

DBE her TÜBİTAK yönetimi değiştiğinde “Ulusal Deniz Araştırmaları Programı” olarak adlandırılan deniz çalışmalarına neden ihtiyaç olduğunu, neden TÜBİTAK tarafından denetlenmesi gerektiği ve bu bütçenin hangi amaçlarla kullanıldığı ile bilimsel çıktıların ne olduğunu anlatmak zorunda kalmıştır. Öte yandan Türkiye “deniz alaka ve menfaatlerini korumak”, deniz çalışmalarını koordine etmek ve her türlü deniz araştırması için iznine başvurulması gereken Türkiye’nin UNESCO IOC resmi temsilcisi T.C. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanı değiştiği zaman da DBE yine kendini anlatmak durumuyla kalmıştır.

Bütün bunların üstüne bir de gemi işletmesinin eklenmesi, çoğu kez konunun uzmanı olmayan T.C. Maliye Bakanlığı (Saymanlık) ve Sayıştay denetçileri ile de uğraşmak zorunda kalınmıştır. İlk bakışta bunlar çok basit konularmış gibi görülebilir, ancak yıpratıcı oldukları ve bilim insanlarının enerjinin önemli bir kısmının akademik olmayan yerlere harcanmasını gerektirmektedir.

Bu çerçevede övgüyle anılması gereken bir konu ise ODTÜ idari personelinin her zaman ve her konuda işleri büyük bir ciddiyetle ele alıp yürütmeleridir. Bu konuda hiçbir zaman bir darboğazla karşılaşılmamış ve siz-biz söylemi de olmamıştır.

1990’lı yıllara gelindiğinde DBE verimliliğinin en üst düzeyine ulaşmıştır. Yurt içi ve uluslararası saygınlığı olan ve gerek yurt içinde ve gerekse uluslararası deniz araştırma projelerinde aktif yer alan, yürütücü olan ve eğitimi de gerektiği gibi sürdüren bir enstitü söz konusudur. Akademik kadro sorunları çözülmüş, araştırma gemilerini rahat işletebilme aşamasındadır. Ancak bu her şeyin yolunda olduğu anlamına gelmemektedir. Enstitü idari personeli, DBE’nin kuruluş yıllarında ya Ankara yerleşkesinden görev yeri değişimi ile Erdemli’ye gelmiş ya da yine kuruluş yıllarında var olan kadrolara atanmışlardır. Bu nedenle zamanla idari personelin yaş ortalaması yükselmiş ve emeklilik yaşları gelmiştir. Ayrıca Anakara’dan uzakta ve ‘yalıtılmış’ bir yerde olmanın sıkıntıları da daha belirgin olarak görünmeye başlamıştır.

Doç. Dr. Mustafa Ergin, eşinin Mersin’deki Alman Konsolosluğu’nun kapatılıp personelinin başka yerlere nakledilmesi nedeni ile Erdemli’den ayrılıp Ankara Üniversitesi’ne geçmiştir. Yrd. Doç. Dr. Nooreddin Allavi ise Avustralya’ya göç etmiştir. ABD’nin Scripps Instutition of Oceanography’de başarılı bir bilim insanı olan Sargun Tont DBE’ye katılmış ancak yalıtılmışlık nedeniyle o da Ankara’daki yerleşkeye naklini istemiştir. Çok başarılı bir fiziksel oşinografi modelcisi olan Dr. Altan Turgut DBE’de kadro bulmasına ve bulunduğu sürede doçent unvanını almasına karşın, başarılı bir çocuk hekimi olan eşinin yörede mesleğine uygun iş bulamaması nedeni ile ABD’ye gitmiştir. Yabancı uyruklu Dr. Atef Mousa ise eşinin istediği ortama sahip doğumevi bulunmaması nedeni ile DBE’den ayrılıştır. Bütün bunlara ek olarak, enstitünün ilk elemanlarından olan, deniz ve atmosfer çalışmalarıyla bilinen ve enstitü yönetimine özveriyle katkıda bulunan Prof. Dr. Cemal Saydam çocuklarının daha iyi eğitim alabilmeleri için Ankara yerleşkesinde görevlendirme istemiş ve naklini yaptırmıştır. Daha sonra bunları Prof. Dr. Ayşen Yılmaz izlemiş ve görev yerini Ankara ODTÜ’ye nakletmiştir.

Personel sıkıntılarına rağmen 1990’lı yıllarda olumlu gelişmeler de olmuştur. Enstitü Avrupa Birliği’nin (AB) FP çerçeve programı projelerinde yer almaya başlamıştır. Bu araştırmacılara yeni ufuklar açılmıştır. Ulusal ve uluslararası programlarda yer almaya devam eden enstitü birçok kongre ve konferansın düzenlenmesine de öncülük etmiştir. Öğretim elemanları büyük bir özveri ile çalışmalarını sürdürmüş ve başarılarının devamını sağlamışlardır. Bu arada uluslararası kurumlara elaman kayıpları olmuştur. Prof. Dr. Ümit Ünlüata, UNESCO IOC Bölgesel Denizler Programı Başkanlığı’na atanarak Enstitü’den ayrılmıştır. Prof. Dr. Mustafa Ünsal, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanlığı’na atanıp ayrılmış, Prof. Dr. Özden Baştürk ise Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’ne dekan olarak atanmış ve enstitüden ayrılmıştır. Daha sonra Doç. Dr. Şükrü Beşiktepe, NATO’nun La Spezia (İtalya) Saclant Merkezi’ne atanmış, Enstitü’den ayrılmışlardır. Aynı şekilde Prof. Dr. Ahmet E. Kıdeyş, Karadeniz Eylem Planı Yürütme Komitesi Başkanlığı’na atanarak ayrılmıştır.

1990’lı yıllarda olumlu bir diğer gelişme ODTÜ Geliştirme Vakfı’nın Erdemli Yerleşkesi’ne İlköğretim Okulu’nu açması olmuştur. Bu sayede Enstitü elemanlarının çocuklarının eğitim sorununa da bir nebze olsun çare bulunmuş olunmuştur.

2000’li yıllara gelindiğinde, Enstitü yine ODTÜ merkez yerleşkesinden uzakta, olmanın sorunlarını daha bir hisseder olmuştur. Buna karşın DBE’nin AB projelerinde yer alması önemli bir gelişme ve ivme sağlamıştır. Ancak, özellikle idari kadrolara atama yapılamaması ve var olan idari ve teknik personelin nerede ise tamamının emekli olması kurumda birçok hizmetin durma noktasına gelmesine neden olmuştur. Yönetimler günlük işlere çözüm bulmakla meşgul olmak zorunda kalmış, eskiyen alt yapının ayakta kalabilmesi için uğraş vermiştir.

Tüm bunlar olurken, Prof. Ümit Ünlüata’nın ayrılması ile boşalan Enstitü Müdürlüğü’ne Prof. İlkay Salihoğlu, yine enstitü öğretim elemanlarının eğilimi belirlenmeden, 1998 yılında atanmıştır. Adı geçen 2003 yılında kendi isteği ile emekliye ayrılmıştır. Enstitü Müdürlüğü uzunca bir süre vekâleten yürütüldükten sonra bu göreve Doç. Dr. Şükrü Beşiktepe atanmıştır.

Prof. Ünlüata’nın Enstitü Müdürlüğü’nün son dönemlerinden başlayarak DBE yine sıkıntılı bir döneme girmeye başlamıştır. T.C. hükümetlerinin devleti küçültme politikalarına ağırlık verdiği bir döneme denk gelen bu süreçte emeklilik ya da başka nedenlerle boşalan kadrolar doldurulamamıştır. Bu darboğazı aşabilmek için döner sermaye devreye sokulmuş ancak kısa süre sonra uygulanan politikalar nedeniyle bu kapı da kapanmıştır. Sonuçta teknik personel sıfırlanmış, atölyeler çalışamaz olmuş, nerede ise giriş kapısında nöbet tutacak bir bekçi dahi bulunamaz hale gelinmiştir. ODTÜ Yönetimi de aynı dar boğazı yaşadığından, “gözden uzak gönülden uzak” örneği öncelikle Ankara Yerleşkesi’ne çözüm aramış ve Erdemli Yerleşkesi zaman zaman ikinci planda kalmıştır. Bütün bunlara ek olarak, ODTÜ Akademik Yükseltme ve Atama yönetmeliklerinde yapılan değişikliğe, DBE’deki bir kısım öğretim elemanının uyum sağlayamaması da yeni bir sıkıntıya neden olmuştur. 2003-2007 yılları arasında dikkate değer sayıda öğretim elemanı enstitüden ayrılmıştır.

DBE akademik ve idari elemanları özverili çalışmalarıyla Enstitü’nün bilim dünyasında saygın bir yer edinilmesini sağlamıştır. Yetişen lisansüstü programı öğrencileri ülkeye hizmette bir değer oluşturdular (Ek 7) ve ürettikleri kaliteli bilimsel yayınlarla katkılarını sürdürdüler. Bilimsel başarıları ülkemizde yayınlanan “Deniz Bilimleri” konusundaki toplam yayın sayısının büyük bir oranını oluşturmaktadır. Bu kalitedeki yayınların ortalama maliyeti gelişmiş ülke yayınlarının yaklaşık onda biri kadardır. DBE’nin yıllara göre yayınları Ek 6b’da verilmiştir ve fazla bir açıklamaya gerek yoktur.

22 YIL SONRA DIŞ BAKIŞ

Ülkemizde modern deniz bilimleri temeli 1970 yıllarda atılmaya başlandı. Deniz bilimlerine duyulan ihtiyaçların başında özelde kıyıdaş denizler ve genelde okyanus bilimleri hakkındaki bilimsel bilgi noksanlığı, Ulusal deniz alanları çıkarlarının belirlenmesi ve korunması, denizel kaynakların ve olanakların ekonomik kullanımları ve genel ve denizel çevre kirliliği kaygıları gelmekteydi. Aynı döneme denk gelen ve ODTÜ Deniz Bilimler Enstitüsü’nün temellerinin atıldığı 1975 yılında denizlerimiz ve Dünyamız sorunlarına bakış açısı bugünkülerden farklılıklar göstermekteydi. Örneğin, çevre kirliliği ve deniz kirliliğine bakış yetersiz ve eksikti. Dönemin söylem ve yaklaşım felsefesini ortaya koyan “Kirliliğin Çözümü Seyreltmedir”, İngilizce fonetik söylemi ile “dilution is the solution to pollution” sloganı revaçta olup çoğu kez konuyla ilgili akademisyenler tarafından kabul görüyordu. Son 50 yıllık süreçte ise eğitim, öğretim ve araştırma yaklaşım ve felsefesi hızlı evrim geçirip daha gerçekçi, daha olumlu ve daha etkin olmuştur.

Olumlu gelişim bağlamında dikkat çekici olgulardan birisi de Birleşmiş Milletler tarafından 2016 yılında gerçekleştirilen ilk “Dünya Durum Değerlendirmesi” yapmak zorunluluğunu hissetmiş olması gelmektedir. Söz konusu değerlendirmenin önemli ve çarpıcı bir sonucu, insanlığın denizleri sürdürülebilir yönetmeye başlaması için zamanının tükenmekte olduğu gerçeğine vurgu yapılmasıdır. Bu endişe verici sonuç, günümüz insanlık medeniyetine “özellikle değişen küresel iklim koşulları nedeniyle, giderek artan ihtiyaçlarımız için okyanusa güvenmeye devam ederken okyanus sağlığındaki düşüşü tersine çevirmenin bir yolu var mı?” sorusunu yöneltmektedir. Soruya kısmen de olsa yanıt bulabilmek amacı ile Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun Aralık 2017'de 2021-2030 yıllarını “Sürdürülebilir Kalkınma için BM Okyanus Bilimi On Yılı” olarak ilan etmiş ve ilan kararında geç de olsa bir fırsatın hala var olduğunu ve dahası deniz bilimlerinin bu süreçte merkezi bir rol oynaması gerektiğini vurgulamaktadır.

Yukarıda dile getirilen yaklaşımlara zamanından önce teşhis koyan ve değerlendiren uyum sağlayan ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü, günümüzde Türkiye'de deniz ve denizcilik alanında öncü araştırmalar yapan saygın bir akademik kuruluştur ve aynı zamanda bölge coğrafyasında lider durumundadır. Bugünkü statüsüne ulaşabilmek için 1975 yılında mütevazı bir altyapı ile kurulup küçük bir araştırma teknesi olan Kuğu ile kıyısal sığ sularda araştırma yapabilme kapasitesine sahip kurum, günümüzde kapalı deniz alanlarına sıkışıp kalmadan okyanuslarda, kutup alanlarında ve çok derin sularda araştırma yapan bir bilimsel kuruma dönüşmüştür. Bunu başarırken ufuklarını genişletip atmosferik, meteorolojik ve limnolojik bilgi ve becerileri açık denizlerle bağdaştıran bir yapıya kavuşmuştur. Bütün bu değerleri kendinde toplayabilme yeteneğini, bilime dayalı ve ancak yalnızca bilimsel ekibi ile sınırlı kalmayıp teknik ve idari personelini de misyon ve vizyonu doğrultusunda değerlendirebilen ve aynı potada hep birlikte uyumlu çalışmalarını sağlamasını başarmasından kaynaklıdır. Disiplinlerarası yapısına uygun olarak tüm dünya denizlerinde okyanus bilimleri lisansüstü eğitim ve araştırmalarını başarılı ve kesintisiz yürütmektedir. Belli başlı etkinliklerin toplanabileceği ana başlıklardan öne çıkanlar aşağıda özetlenmektedir.

  • Ülkemizin kıyıdaş olduğu Akdeniz, Karadeniz, Marmara ve Ege Denizi ile dünya okyanuslarının fiziksel, biojeokimyasal özellikleri araştırılmakta ve izlenmektedir.
  • Deniz kirliliği, deniz atmosfer ilişkisi, kıyı alanları açık deniz etkileşimi, iklim değişikliği, deniz ekosistemleri ve sürdürülebilir balıkçılık gibi kritik konularda ulusal ve uluslararası düzeyde önemli projeler ve saygın periyodiklerde bilimsel yayınları gerçekleştirilmektedir.
  • Enstitü, iklim değişikliğinin denizel etkilerini izleme ve modelleme konularında Türkiye’de ve coğrafyasında en yetkin kurumlardandır.
  • Türkiye kıyıdaş denizlerinin tamamında uzun dönemli izlenmesinde önemli role sahip olup söz konusu ekosistemlerin sağlığı ve politika yapıcılar için kritik veriler sunar.
  • Denizel kaynakların (balıkçılık, enerji, turizm vb.) sürdürülebilir kullanımı için bilimsel zemin oluşturur.
  • Mavi ekonomi çerçevesinde, denizlerin ekonomik potansiyelinin değerlendirilmesi ve yönetilmesi için gerekli çalışmaları sürdürür.
  • Birçok ulusal (TÜBİTAK ve Bakanlıklar başta) ve uluslararası proje (Avrupa Birliği projeleri başta) kapsamında denizlerin bilinmeyenlerinin keşfedilmesi ve küresel sorunlara çözüm bulunması adına çalışmalar gerçekleştirmektedir. Bu kapsamda Eylül 2025 tarihi itibari ile halihazırda ikisinde DBE öğretim üyelerinin proje yürütücüsü olduğu 10 uluslararası projede ve 20’nin üzerinde ulusal projede yer almaktadır.
  • Deniz bilimleri alanında lisansüstü programlarla hem akademide hem de kamu/özel sektörde etkin nitelikli uzmanlar yetiştirilmektedir.
  • Ve sonuçta Türkiye’nin denizcilik alanındaki hem ulusal ihtiyaçlara yanıtlar bulmakta ve hem de uluslararası bilimsel saygınlığının en üst düzeye çıkmasında öncülük etmektedir.

Kısacası, ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü, Türkiye’nin denizlerinin korunması, sürdürülebilir kullanımı ve bilimsel olarak anlaşılması açısından stratejik bir öneme sahiptir.

  

Saygılarımla.

Prof. Dr. İlkay Salihoğlu

ODTÜ DBE Müdürü (1998-2003)

KKTC, 2008, 2025