İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE TÜRKİYE DENİZLERİ ÜZERİNE ETKİLERİ KİTABIMIZ YAYINLANDI!

2020 yılında Türk Deniz Araştırmaları Vakfı ve ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü işbirliğiyle ilk kez "İklim Değişikliği ve Denizlerimiz" konulu bir çalıştay gerçekleştirildi.

Çalıştay sonrası ortaya çıkan bilimsel görüşler "İklim Değişikliği ve Türkiye Denizleri Üzerine Etkileri" başlıklı bir kitapta toplanarak akademik kurumların, karar vericilerin, gönüllü kuruluşların ve bu konuda çalışan öğrencilerin kullanımına sunuldu.

Türk Deniz Araştırmaları Vakfı'nın internet sayfasından ücretsiz olarak indirilebilecek ve yararlanılabilecek olan 60. kitabımız, iklim değişikliğinin denizel ekosisteme, kıyılarımıza, kültürel mirasa, insan sağlığına olan etkileriyle alınabilecek önlemler yanında başta belediyelere ve ilgili devlet kurumlarına değişime uyum konusunda fikir veriyor. Son çalışmalar geçen 50 yılda Akdeniz'de yüzey deniz suyu sıcaklığının yaklaşık 1.5°C arttığını gösteriyor. Tahminler 2100 yılında deniz seviyesinin 1-2 metre arası artabileceğini ve bundan Akdeniz sahil nüfusunun büyük ölçüde etkileneceğini gösteriyor. Ayrıca Akdeniz kıyılarındaki şehirlerin en az yarısı 2050 yılında iklim değişikliğinden ciddi olarak etkilenecek. Türkiye denizlerinde zaman geçirmeden uzun erimli ölçüm ve izleme çalışmalarına her zamankinden daha fazla ihtiyaç bulunuyor. Başta İstanbul olmak üzere deniz kıyısında bulunan bütün yerleşimlerin ayrıntılı uyum planlarını yapmaları gerekiyor.

İklim değişikliği denince akla ilk gelen mevsim normallerinin dışında hava sıcaklıklarıyla ani yağışlar ve kuraklıklar olur. Veya iklim değişikliğinin sadece karalarda olduğunu düşünürüz. Oysa değil, bizlere soluduğumuz havadaki oksijenin % 50'den fazlasını sağlayan denizlerde de iklime bağlı değişimler yaşanıyor. Denizlerdeki oksijen üreten fabrikalar olan tek hücreli bitkisel canlıların yaşam döngüsündeki düzeni değişirse bu biz insanoğlunu nasıl etkileyecek? Tabi ki denizlerdeki iklim ilintili değişimler bütün insanlığı olumsuz etkileyecek niteliktedir. Çünkü nüfusun önemli bir kısmı kıyılarda yaşıyor, Türkiye'de 27 il kıyısal alanda bulunuyor. Kıyılar ekosistemin en nazik, en doğurgan ama bir o kadar da duyarlı alanlarıdır. Kıyılarda yaşayan insanlar denize, suya, balığa bağımlı, günlük yaşamları denizle içiçedir. Diğer yandan, Türkiye'nin kültürel mirasının büyük bölümü sahillerde yani iklim krizinden etkilenecek alanlarda bulunuyor. Bu da daha şimdiden büyük bir risk demektir.

Bilim insanları iklim araştırmalarında geç kalmaktan korkuyorlar. Diğer ülkelerin bilim insanları ne yazarsa onları alıp kullanmak, kendi modellerimizi oluşturamamak ve önümüzü görememek bizleri kaygılandırıyordu. Bu sebeple, ortak bir çabayla en azından mevcut durumun fotoğrafı çekilmeliydi. İşte bu kitapta yapılmaya çalışılan tam da odur. Değişik disiplinlerden uzmanlar bir araya geldiler ve ortak bir kitapta soruna değişik açılardan bakarak konulara zenginlik kattılar, ufuklarını genişlettiler. Esasen, iklim değişikliği ve etkileri çok disiplinli uzmanlık isteyen konulardır.

İklim değişikliğinin denizlerimiz üzerine etkileri çok konuşuluyor artık. Göz önünde olmaları, bu engin, hassas ekosistemdeki değişikliklerin izlenmesini gerektiriyor. Ayrıca, dünya ekonomileri de artık "mavi büyüme " adıyla denizlere ve okyanuslara kayıyor. Deniz ekosistemlerin üzerindeki baskıyı azaltmak, değişen iklim ile beraber, iklim değişikliğine adaptasyon ve değişikliğin etkilerini azaltmak için sosyal ve ekonomik olarak uygulanabilir doğa temelli çözümler geliştirmek gerekiyor.

Denizel biyolojik zenginliğiyle bilinen Akdeniz Havzası, yerel türlerin çoğunun tehdit altında olduğu bir sıcak nokta artık. Daha şimdiden taş mercanlar, yılan balıkları ve vermitid teraslar ani sıcaklık değişimlerinden, tuzlanmadan ve ani yağışlardan etkilenerek kırılgan hale gelmeye başladılar. Oysa tüm biyolojik çeşitlilik unsurlarıyla birlikte ulusların doğal sermayesi ve korunması gerekiyor.

İklim değişikliği ve insan kaynaklı baskılara dayanamayan bütün denizlerimiz adeta can çekişiyor. "İklim Değişikliği ve Türkiye Denizleri Üzerine Etkileri" kitabımızda saygın 20 kurum ve kuruluştan 41 uzman bir araya gelerek iklim değişikliğiyle denizel ekosistemin ilişkisini inceledi. Kitapta toplam 25 makalede Türkiye denizlerinde görülen deniz suyu sıcaklık değişikleri, bunun deniz canlıları üzerine etkileri, belirteç türler, istilacı yabancı türler, sulak alanların ve kıyıların tuzlanması, su ürünleri av bileşimindeki değişimler, uyum ve yönetim stratejileriyle iklim değişikliğinin kıyısal alanlara etkileri gibi birçok konu üzerinde duruldu.

Planktonlardan deniz memelilerine kadar çeşitli canlı türlerinin iklim değişikliğine vereceği cevaplar üzerinde tahminler yürütüldü. Son dönemlerde denizlerimizdeki sıcaklık artışı ve asitleşmenin canlı yaşamına, insan sağlığına etkileri, yönetim ve uyum çabaları gibi insan odaklı konular da yer verildi.

İnanıyoruz ki iki kurumun işbirliğiyle ortaya çıkan bu ilk kitap Türkiye denizlerinde iklim değişikliğinin etkileriyle ilgili bilimsel bir altlık, uyum ve yönetim çabalarına destek, sağlıklı ve sürdürülebilir bir ekosistem için önemli bir adım ve örnek bir çalışma oldu. Çalışmanın Birleşmiş Milletler Okyanus On yılı (UN Ocean Decade, 2021-2030) dönemini kapsayan süreçte çıkarılmasını önemsiyoruz. Ayrıca, 22-23 Nisan'da çevrim içi gerçekleştirilecek iklim krizine karşı ortak çabalar konusunda dünyanın en büyük ekonomilerinin liderlerini ve diğer küresel paydaşları bir araya getireceği iklim değişikliği temalı Liderler Zirvesi'nin öncesinde yayımlanması da büyük önem taşıyor.

Son olarak; kitabımızı Türk deniz bilimleri dünyasının kaybettiği iki mümtaz araştırmacıya adadık. Vefa hislerimizi her zaman kalbimizde taşıyacağımız bu araştırmacılarımıza tekrar tanrıdan rahmet diliyoruz.

Yazdıkları bölümlerle ilgili merak ettiğiniz soruları uzmanların doğrudan kendilerine sorabilirsiniz.